Medreselerin Kapatılmasının Seneyi Devriyesi

3 Mart 1924 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen İslami eğitim kurumlarının kapatılması başta ülkedeki eğitim kurumları ve âlimler olmak üzere her kesime büyük bir darbe niteliğindeydi. Medrese, Tekke ve Zaviye gibi İslam’ı çağrıştıran kurumları kendisine büyük tehdit olarak gören batı taklitçisi Kemalist rejim ülke Müslümanlarının önünü bu iğrenç yasaklamalarla almak istedi. Başta Kürtler olmak üzere medrese ve âlimleri kendilerine rehber edinen her kesim İslam düşmanı diktatör devletin hedefindeydi. Ve bu yasaklamalara karşı direnen nice İslam âlimleri, tiyatrodan ibaret olan mahkemelerce verilen alçak kararlarla idam edilerek şehit edildi. Ömürleri zindanlarda geçti. En vahşi işkencelerden geçtiler. Alınan bu kararın ardından kısa bir süre sonra yani içerisinde bulunduğumuz şu günlerde Müslüman halkımızın bağrından çıkan medreseler resmen kapatılıp tıpkı camiler gibi hayvanların barınaklarına çevrildi. Medrese talebeleri zorla Seydalarından kopartıldı. Daha kaç sene öncesine kadar çocuklarımıza Allah’ın indirdiği Kuran’ı öğretme yaşını devlet belirliyordu.

Bu rejim bu halka hiçbir şey getirmedi. Bu kararların altına imza atanlar tarihe kara bir leke olarak geçtiler. Katlettikleri onca âlim şuan rahmetle yâd edilirken kendileri lanetle anılıyorlar. Ve şuan kendilerinden hiçbir eser kalmadı. Halkımız yılmadı, yasaklamaları dinlemedi, hiç korkmadan çekinmeden medrese kültürlerini mağaralara, yerin dibine çekilerek muhafaza ettirdiler. Gelinen bu süreçle birlikte herkes ilmî çalışmalarına devam etti. Devlet nasıl bir kangren haline dönüşen başörtüsü meselesini çözmek zorunda kaldıysa bu meseleyle ilgili yasakların da bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini uzun zamandan beridir anlamalıydı.  

Bu halkın inanç ve değerlerine ters düşen hiçbir hareketin, ideolojinin, anayasaların ve de devlet kanunlarının başarı şansı yoktur. Velev ki ellerindeki en acımasız imkânları kullansalar dahi. Öyle ki Yaşanan bu yüz yıllık süreçle birlikte bu çok net bir şekilde kendini gösterdi. Bunu tekrardan tecrübe edip denemenin hiçbir anlamı yoktur.

Âlimler ve Medreseler Birliği olarak üzerinden 91 yıl geçen bu karanlık günlerin faillerini lanetliyoruz. Hala bu günlerin etkisi üzerinde kalıp tarihin çöplüğünde yer alması gereken bazı yasaklamaları sürdüren devlet yetkililerini halkla barışık olmaya davet ediyoruz.

Âlimler ve Medreseler Birliği

Check Also

Dr. Abdulkadir Turan: İslam Birliğinden Korktukları İçin Kürt Ulemanın Yeniden Güçlenmesini İstemiyorlar

Dr. Abdulkadir Turan, İbrahim bin Hasan el-Gorani gibi Kürt ulemanın geçmişte çok büyük İslami hizmetlerde bulunduğuna dikkat çekerek, "Nasıl ki İslam birliği yok edilmeye çalışılıyorsa Kürt ulema kimliği de öyle yok edilmek isteniyor.  İslam birliğinden korktukları için Kürt ulemanın yeniden güçlenmesini istemiyorlar." dedi.