- 8/22/2024 11:44 AM
Bir asra yakın zamandan beri devam etmekte olan Kudüs davası, sürekli kanayan bir yara gibi Müslüman dünyanın ve insanlığın gündemini meşgul etmektedir. Sürekli puslu havadan fırsat devşiren terör çetesi İsrail, ümmetin iç meselelerle meşgul olduğu bir dönemde bir kez daha fırsattan yararlanarak Kudüs’ü başkent ilan etme cüretinde bulunmuştur.
Tabi ki, terör çetesi İsrail, her zaman olduğu gibi, bu kez de büyük şeytan Amerika’nın ve özellikle onun başkanı Trump’ın açıktan desteğini alması ve bazı Arap krallarının da buna göz yumması sonucu böyle bir adım attığı açıktır. Açıkça ifade etmek gerekirse burada haçlı, Siyonizm ve ihanet üçlüsü bir ittifak söz konusudur.
Buna karşılık İslam dünyasının dört bir yanında gerek resmi ağızlardan ve gerek sivil toplum kuruluşlarından ve halk kitlelerinden önemli derecede sesler ve tepkiler yükseldi, basın açıklamaları, yürüyüşler ve mitingler yapıldı. Yapılmaya da devam edecektir. Ancak sadece bu gibi protestolar, tezahüratlar yeterli mi? Elbette hayır! O halde devletler düzeyinde ciddi ve somut adımların atılması gerekiyor.
Bu itibarla Âlimler ve Medreseler Birliği olarak, tüm Müslüman Halklara, devlet yöneticilerine ve özellikle Çarşamba günü İstanbul’da cumhurbaşkanımızın dönem başkanlığında toplanacak olan İslam İşbirliği Teşkilatına ivedilikle şu kararları almalarını deklare ederek,
1- İslam İşbirliği Teşkilatı olarak kuruluşunuza yine Kudüs’e yönelik gerçekleştirilen bir saldırı vesile olmuştu. Ve yine aynı amaçla toplanmış bulunuyorsunuz. Amerika başkanı Trump’ın bütün Müslümanları hatta gayri Müslimleri dahi ilgilendiren bu küstah kararını hiçbir şekilde kabul etmeyeceğinizi ve sonuna kadar direneceğinizi,
2- İslam İşbirliği Teşkilatı’nın uluslararası platformlarda sözünü geçirebilmesi için yeni yapılanmalara gidip bunun siyasi ve ekonomik gücünün yanısıra askeri gücünün de olması gerekliğini,
3- İslam dünyasının bütün temsilcilerinin yer aldığı bu toplantıda; artık sadece Müslümanların değil İsrail ve Amerika’nın endişe duyacağı kararlar alınmalıdır. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden beyanının yok hükmünde olduğunu ve bu kararından vazgeçene kadar halkıyla ve devletiyle birlikte siyasi, iktisadi ve diplomatik yaptırımlarda bulunacağınızı bildirip Kudüs’ü resmen Filistin’in başkenti ilan etmenizi,
4- Bugüne kadar ABD ve İsrail ile yapılmış bulunan her çeşit askeri ve ticari işbirliği anlaşmalarını yeniden gözden geçirip ya iptaline ya da askıya alınmasını,
5- İslam ümmetinin kalbine bir hançer gibi saplanmış bulunan İsrail terör şebekesinin devlet statüsünde değil, bir terör çetesi, bir işgalci olduğuna hükmederek o düzeyden muhatap kabul edilmesi gerektiğini,
6- Birleşmiş Milletlerin ve bazı üyelerinin ısrarla vurguladığı çift devlet tavsiyesi, Filistinlileri tasfiye eden bir başka projedir. Kudüs, bir karışından dahi taviz verilmeyen ve Filistinlilerin bölünmez başkenti olması gerektiğini vurgulamanızı,
7- Mescid-i Aksa ve Filistin davası İsrail ve müttefiklerinin işlediği terör faaliyetlerine karşı bütün Müslümanları koruyan birer kale hükmündedir. Öyleyse İslam İşbirliği Teşkilatının üye devletleri olarak başta HAMAS olmak üzere Mecsid-i Aksa ve Filistin halkı için mücadele veren direniş hareketlerinin desteklenmesi ve acilen Gazze’ye uygulanan ambargonun kaldırılmasıyla ilgili karar almanızı bekliyoruz.
Âlimler ve Medreseler Birliği