- 8/28/2024 10:44 AM
Nafakayı, nikah akdi süresince belli şartlar doğrultusunda erkeğin kadının zaruri ihtiyaçlarını karşılaması olarak tanımlayan Yönetim Kurulu Üyemiz Molla Remzi Uçar, boşanma olayından sonra bazı durumlar dışında nafaka verilmesinin İslam'da yer almadığına vurgu yaptı.
Kişinin yeme-içme gibi ihtiyaçlarının giderilmesi olarak tanımlanan nafakanın bazı şartları olduğunu söyleyen Uçar, "Bunlardan bir tanesi, kadın ile erkek arasındaki nikahın gerçekleşmesi gerekir. Nikah olmadığı zaman nafaka da olmaz. Alimlerimiz nikahtan sonrası için de bazı şartlar koymuştur. Bu da kadının kocasına itaat etmesidir. Yani erkek helal olan bir şeyi istemesi dahilinde kadın kocasına itaat etmelidir. Şayet erkek helal olan bir şeyi istemesine rağmen kadın itaat etmezse nafaka vacip olmaz. Nafakanın vacip olabilmesi için kadının kocasına itaat etmesi gerekir. Bir diğer husus ise çağırıldığında kadının kocasının yanına gitmesi nafakanın vacip olmasındaki önemli bir şarttır." dedi.
"Nikah akitleri devam ettiği sürece erkeğin kadınına nafaka vermesi vaciptir"
Nafaka miktarının kişinin durumuna belirlendiğinin altını çizen Uçar, "Mesela fakirin, orta hallinin ve zenginin vereceği nafaka vardır. Bu da oradaki insanların yaşam koşullarına göre belirlenir. Bunun süresi de karı-koca beraber oldukları ve nikah akitleri devam ettiği sürece devam eder. Bu süreç devam ettiği sürece erkeğin kadınına nafaka vermesi gerekir, vaciptir. Çünkü Peygamber Aleyhisselatu Vesselam Hadis-i Şeriflerinde 'Denetimde olan ve nafakası üzerine gereken kişileri zayi etmesi kişiye günah olarak yeterdir' buyurmaktadır." ifadelerini kullandı.
İslam'da belirlenen nafakanın ödenmesinin kocanın üzerine vacip olduğunu belirten Uçar, "Çünkü Peygamber Efendimizin yanına gelen bir sahabe 'Ya Resulallah hanımlarımızın üzerimizdeki hakkı nedir diye soruyor'. Peygamber Efendimiz de ona cevap vererek 'yediğinden ona yedirmen ve giydiğinden de ona giydirmendir.' diye buyurur. Bu anlamıyla kişinin üzerine de vaciptir. Çünkü Allah da ayet-i kerimede bunu beyan etmiştir. Bir kişi hanımının nafakasını vermezse günahkâr olur." şeklinde konuştu.
"Bazı durumlar dışında boşanmış kadına nafaka verilmez"
Süresiz nafakanın İslam fıkhında caiz olmadığına dikkat çeken Uçar, talak oluştuktan sonra nafakanın sadece bazı hallerde olduğunu belirterek şunları söyledi:
Mesela kadın hamile ise nafaka verilir veya kendisinin mehri varsa boşanma esnasında ona mehir verilir. Eğer çocuklar varsa belirli bir yaşa kadar o çocukların nafakası kendisine verilir. Bunun dışında kadına artık nafaka verilmez. Çünkü o kadın ona normal yabancı bir kadın gibi olur. Bu anlamıyla dışardaki yabancı bir kadının nafakası bizim üzerimizde vacip değilse aynı şekilde evlendikten sonra boşandığımız bayanın da nafakası üzerimizde vacip olmaz. Çünkü onlarda bizlere yabancı kadınlar gibi olur.
"Kadının hakkı olmayan parayı alması haramdır"
Süresiz nafakanın aile üzerindeki ilk etkisinin o aileyi parçalaması ve nikah denilen mefhumun önüne geçmesi olduğunu söyleyen Uçar, "Toplum ve insanlık iki çiftten oluşmaktadır. Rabbimiz 'Ey insanlar! Biz sizleri bir erkek ve dişiden yarattık' buyuruyor. İnsanoğlu bir dişi ve erkekten gelmektedir. Toplumun ayağa kalkabilmesi ve medeniyetlerin oluşmasında evlilik önemli bir müessesedir. Eğer birileri bir medeniyet oluşturmak istiyorlarsa evlilik müesseselerine önem vermeleri lazım." diye belirtti.
Uçar, "İşte bu günkü sınırsız nafaka da bu müesseseye ve medeniyetlere vurulan en büyük darbedir. Bir diğer husus ise kişiler arasına düşmanlık sokmaktadır. Mesela koca, eşi olmamasına rağmen bir bayana nafaka veriyor. Bu da onun kadına düşmanlaşmasına sebep olmakta ve günümüzde kan dökecek kadar olumsuzluklara yol açtığını görmekteyiz. Nitekim o kadının da hakkı olmadığı parayı alması da haramdır." dedi.