- 8/29/2024 10:21 AM
İTTİHADUL ULEMA, medrese eğitiminde tecvid, kıraat, sarf, nahiv, tefsir, kelam, Kur'an ilimleri, fıkıh, fıkıh usulü, belagat, mantık, hadis ve hadis usulü dersleri verilirken hafızlık kurslarında ise Kur'an-ı Kerim, tecvid, kıraat, meharicul huruf ve talim dersleri veriliyor.
Ortaokul öğrencilerinin gündüzleri okula gidip akşamları medrese eğitimlerine devam edebildiği İTTİHADUL ULEMA medreselerinde, lise çağında olan öğrenciler ise okullarını açık lise veya uzaktan eğitim olarak sürdürebiliyor. Medreselerde ayrıca öğrencilerin okul derslerinde daha başarılı olabilmeleri için gönüllü öğretmenler tarafından destek veriliyor.
"Medreseler tarih boyunca büyük âlimler ve devlet adamları yetiştirmiştir"
1 Haziran itibarı ile başlayan medrese ve hafızlık kayıtları ile ilgili İLKHA muhabirine değerlendirmede bulunan İTTİHADUL ULEMA Üyesi Süleyman Kızılçınar, "Medreseler tarih boyunca ciddi öneme sahip olmuşlardır. Medreselerin ne demek olduğunu anlamak istiyorsak medreselerden mezun olan âlimlerin kim olduğunu görmek gerekiyor. Medreselerimizde yaşadığımız yüzyılda yetişen büyük âlimler olduğu gibi tarih boyunca yetişen çok büyük âlimler olmuştur. Üstat Bediüzaman başta olmak üzere Molla Arapkendi, Seyda Molla Halil, Molla Sadrettin, Molla Fenari gibi âlimler hep bu medreselerden yetişmişti. Tarihe baktığımızda İmam Nevevi, İmam Rabbani, imam Gazali gibi âlimler bu medreselerden yetişmiştir. Bu âlimlerin yetiştiği ortamlar bu insanların yetiştirecek kudrete sahip olmuştur. Bazı dönemlerde medreseler devletin eğitim politikası haline gelmiştir. Devletler eğitimlerini medreseler üzerinden devam ettirmişlerdir. Bazı dönemlerde devletin resmi eğitim müessesesi olmuştur. Bazı dönemlerde ise maalesef çeşitli sıkıntılar yaşamışlardır. Her halükarda medreseler yüzyıllardır kadim geleneği devam ettirerek günümüze kadar mevcudiyetini devam ettirmişler. Bu medreselere sahip çıkarsak, asıl fonksiyonlarına dönmesi için ihya etmek adına elimizden geleni yaparsak inanıyoruz ki bu medreselerden yetişecek insanlar yaşamış olduğumuz manevi sıkıntıların çözümü olacaklardır. Yaşadığımız manevi sıkıntıların sebebi medreselerde verilen eğitimin yeni nesle verilmemesindendir." dedi
1 Haziran itibarıyla kayıt dönemini başlattıklarını, dileyen ailelerin gönül rahatlığı ile kız çocuklarını kız medresesine, erkek çocuklarını da erkek medresesine gönderebileceklerini belirten Kızılçınar, bu konuda İTTİHADUL ULEMA'nın sosyal medya hesapları ile web sitesi üzerinden detaylı bilgiye ulaşılabileceğini, irtibat numaraları üzerinden detaylı bilgi elde edilebileceğini ifade etti.
"Medrese ile birlikte okul derslerine de devam edilebiliyor"
Daha çok 14-15 yaşlarında çocukların medreseye gelmelerini tercih ettiklerini ancak daha küçük veya daha büyük yaşta olanların da medreseye kabul edildiğini vurgulayan Kızılçınar, "Allah'a hamdolsun Türkiye'nin birçok yerinde medreselerimiz mevcut. Oraya gelen tüm çocuklar, kendi kardeşlerimiz kendi çocuklarımızdır. Çocuğumuzun nasıl yetişmesini istiyorsak o şekilde muamele ediyoruz. Tabiki de ilmi sadece şeri ilimlerden ibaret görmüyoruz. Bize göre ilmin kaynağı vahiydir ve vahiy bize hem fenni hem de şeri ilimleri okumamızı, yani dünya ve ahrette bize faydalı olan ilimleri okumamızı istiyor. Bu anlamda şeri ilimlerden Sarf, Nahiv, Arapça, Kur'an İlimleri, Tefsir, Hadis, Hadis İlimleri, akide, Akaid İlimleri ve türevlerini okutuyoruz. Aynı zamanda okullarda okutulan dersleri de okutuyoruz. Medreselerimizde okuyan kardeşlerimiz eğer ortaokul çağındaysa zaten gündüz okula gidip gelmek suretiyle eğitimlerini alıyorlar. Eğer lise çağındaysalar liseyi açıktan veya uzaktan eğitimle okuyorlar. Hafta sonları okula gidip geliyorlar. Gönüllü öğretmenlerimiz de gelip öğrencilerimize okul derslerinde yardımcı oluyorlar. Medreselerimizde üniversite okuyan kardeşlerimiz de var. Onlara da derslerinde yardımcı oluyoruz. Kısacası medreselerimizde hem dünyevi hem de uhrevi, hem fenni hem şeri ilimleri birlikte okutuyoruz." diye konuştu.
"Öğrenciler medreseye kabul edilmeden önce hazırlık sürecinden geçiriliyor"
Çocuğunu medreseye vermek isteyen ancak çocuğunun okuyup okuyamayacağı veya ortama ayak uydurmakta sıkıntı yaşayabileceği konusunda çekincesi olanlara da seslenen Kızılçınar, "Öğrencilerimiz zaten okullar açılmadan önce almış olacağız. Amacımız okullar açılmadan önce öğrencileri bir 1,5 y kadar hazırlık sürecinden geçirmektir. Bu süreçte aileler haklı olarak 'çocuğum medrese okuyacaksa kalsın ama okuyamayacaksa önceden bileyim ki ona göre okula göndereyim veya bir işe koyayım çalışsın' diyor. Biz de hocaları olarak çocuğun okuyup okuyamayacağını tespit etmek onları hazırlık sürecinden geçiriyoruz. Hazırlık sürecinde aileler ile istişareler sonucunda hangi öğrencinin medrese okuyabileceğini, hangisinin okuyamayacağını kararlaştırıyoruz. Devam etmek isteyenler zaten devam ediyor, devam etmek istemeyenler de aileleri yollarını farklı şekilde çiziyorlar." şeklinde konuştu.