'Salgın ve musibetlerden kurtulmanın yolu tövbe etmekten geçiyor'

'Salgın ve musibetlerden kurtulmanın yolu tövbe etmekten geçiyor'
  • 8/28/2024 8:46 AM
'Salgın ve musibetlerden kurtulmanın yolu tövbe etmekten geçiyor'

Salgın ile mücadelede başta yetkililer olmak üzere toplumlar, hatta dini müesseseler bile işin sadece maddi ve fiziksel boyutuna kilitlenmiş durumda. Nerdeyse hiç kimse her şeyin Allah’ın iradesi ve takdiri ile gerçekleştiğini aklına getirmek istemezken, işin manevi boyutu ihmal edilip görmezden geliniyor.

Toplumun maneviyata yönelip dua, tövbe ve istiğfarda bulunarak ancak salgın, hastalık, bela ve musibetlerden kurtulabileceğine işaret eden alimler, salgın ve hastalıklara ilişkin en etkili reçetenin Kur’an ve sünnette mevcut olduğunu ifade ediyorlar.

Genel Başkanımız Molla Enver Kılıçarslan, başta halkın idarecileri olmak üzere tüm topluma önemli uyarı ve tavsiyelerde bulunup dua ve tövbeye davet etti.

Salgın, hastalıklar, tüm bela ve musibetler ile mücadelede tüm peygamberlerin dua, tövbe, zikirler ile Allah’tan yardım istediklerini ve ancak bu şekilde kurtuluşa ulaştıklarını söyleyen Molla Enver Kılıçarslan, aksi halde Allah’ı gazaba getiren kötülüklerin devam etmesi halinde hastalık, bela ve musibetlerin sel gibi yağacağı uyarısında bulundu.

Salgınla mücadelede temizlik, maske, mesafe ve hijyen kuralların önemli olduğunu, bunu Peygamber Efendimizin de tavsiye ettiğinin altını çizen Kılıçarslan, ancak bu kuralın tek başına yeterli olmadığını kaydetti.

“Bela ve musibetler insanların işledikleri günahlardandır”

Kılıçarslan, “Allah Kur’an-ı Kerimin birkaç ayetinde, insanların başına gelen bela ve musibetlerin ancak O’nun izniyle olduğunu beyan etmiştir. Yine Allah bir ayette insanlara, ‘Sizin başınıza bir musibet, hastalık, bela ve felaketin gelmesi sizin elinizdendir. Yaptığınız günahlar yüzünden başınıza geliyor.’ diye buyuruyor. Hatta sahabelerin en âlimlerinden olan Abdullah Bin Abbas, herhangi bir musibet, bela, hastalık, felaket gibi belaların insanların işledikleri günahları yüzünden başlarına geldiğini belirtmiştir. Ve bu musibet ve belaların da ancak tövbe ile kalktığını söylemiştir.” dedi.

“Allah’ın görünmeyen bir askeridir”

İnsanlar tövbe etmeden bela ve musibetlerin devam edeceğini, hatta daha büyüğünün dahi gelebileceğini dile getiren Kılıçarslan şöyle devam etti:

“Hazreti Ömer’in (radiyallahu anhu) hilafeti zamanında bir ara yağmur kesildi. İnsanlar günahlarından tövbe ve istiğfar edince tekrar yağmur yağmaya başladı. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) diyor ki, ‘Bir memlekette eğer ki zina açıktan yapılırsa, yayılırsa orada ölüm de yayılır. Zina yapılsa, zekât verilmese ve faiz yenilirse Allah çeşit çeşit bela ve musibetleri o insanların başına gönderir.’ Bakın şimdi dünyada Coronavirus’ten bahsediliyor. Bu hastalığın tümünü toplasan bir gram bile yok. Bu da Allah’ın görünmeyen bir askeridir. Yerdeki ve gökteki tüm askerler Allah’ın memurlarıdır. Allah bazen seli, depremi ve böyle görünmeyen hastalıkları insanların başına musallat ediyor.”

“Manevi önlemler almak lazım”

İnsanların işledikleri günahlardan bir an önce tövbe etmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçarslan, “Hastalıklar için tabi ki maddi önlem alınır. Mesela; maske, mesafe temizlik… Zaten bu Allah’ın ve Peygamberinin emridir. Ama bu önlemlerden öte manevi önlemler almak lazım. Manevi önlem nedir? O da günahlardan tövbe etmektir. Yeryüzünde yapılan bunca günahlardan dolayı Allah bela ve musibetler göndermiştir. Allah cennet gibi bir mekânı bizim için yaratmış ama maalesef bizler ise bunu fuhuş, günah, zulüm yerine çevirmişiz. İnsanlar tövbe etmeden bu belalar gitmez. Hatta daha büyüğü gelir. Dolayısıyla tövbe, istiğfar edip sadaka vermemiz, kötülüklerden sakındırıp iyiliğe davet etmemiz lazım.” diye konuştu.

“İyiliğe davet etmezsek dünyayı istila eden bu salgın, bela kalkmaz”

Salgının, bela ve musibetlerin ortadan kalkması için İslam alimlerine büyük görevler düştüğüne işaret eden Kılıçarslan, şunları söyledi:

“Peygamberimiz, ‘İnsanlar tövbe ettiklerinde eğer ki bedenlerinde haram bir et parçası, haram bir şey varsa tövbeleri kabul edilmez’ buyurmuştur. Yine insanlar kötülüklerden sakındırıp iyiliğe davet etmezlerse tövbeleri kabul edilmez. Çünkü bakıyorsunuz her taraf kötülük ve fenalıklarla doludur ve hiç kimse de bunlardan insanları sakındırmak, korumak için bir şey yapmıyor. Diyanet İşleri Başkanı, alimler, imamların tümü iyiliği anlatıp kötülükten insanları sakındırmaları gerekir. Yoksa tüm dünyayı istila eden bu salgın, bela kalkmaz. Herkes tövbe etsin, günahları terk etsin. Fuhşu, kötülüğü terk etmezlerse Allah bu salgını kaldırsa da onun yerine daha büyüğünü getirir.”

“Günahlardan tövbe edip sadaka vermemiz gerekir”

Duanın, müminlerin belalara karşı güçlü bir kalkanı olduğunu belirten Kılıçarslan, “Allah’tan, Peygamberlerden, sahabelerden anladığımız bu bela ve musibetlere karşı günahlardan tövbe etmemiz, sadaka vermemiz gerekir. Hatta Peygamber Efendimiz, ‘Gizli sadaka vermek Allah’ın gazabını söndürüyor’ duyurmuştur. Dolayısıyla bu gibi hastalıklar, bela ve musibetler dua ile defolur. Dua ile bela birbirleriyle kıyamete kadar mücadele ederler. Bizler bol bol dua edelim, günahlarımızdan tövbe edelim, sadaka verelim. Çünkü Peygamberimiz, ‘Dua belaları defediyor’ buyurmuştur.” ifadelerini kullandı.

“Allah nasıl buna sessiz kalır”

Her bela ve musibetler gibi salgının da Allah’tan geldiğinin bilinmesi ve ona göre bir arayış içerisine girilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçarslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu salgının, bela ve musibetlerin Allah’tan geldiği çoğu insanın aklına bile gelmiyor. İnsanlar ya tövbe, istiğfar edip Allah’a dönerler, Allah’a başlarını eğerler ya da Allah zorla onların başını eğdirir. Üstad Bediüzzaman, ‘Günah umumi olduğu zaman belada umumi olur’ demiştir. Bakın fuhuş, zina hem İslam âleminde hem de tüm dünyada ne kadar yayılmıştır. Hatta İslam âleminde belki daha fazla yayılmıştır. O halde Allah nasıl buna sessiz kalır. Bizler bu güzel mekanı, dünyayı fuhuş mekanı yapmışız. Allah bizlere hidayeti nasip etsin, böyle belaları ortadan kaldırsın. Allah’tan dileğimiz Müslümanları uyandırması ve hepimize tövbeyi nasip etmesidir.”

 

Video
Bunu Paylaş: