- 10/8/2024 4:00 PM
Prof. Dr. Dildar Ğafur Hemedemin'in başkanlığında gerçekleştirilen buluşmanın ikinci oturumunda konuşan Şeyh İmad Mubeyyid, "Aksa Tufanı'nda manevi dinamikler ve davetçi insanın rolü" konulu sunum yaptı.
Konuşmasına Alimler Birliğinin düzenlediği programdan dolayı teşekkür ederek başlayan Şeyh İmad Mubeyyid, "İslam alemin alimleri, bütün konularda Mescid-i Aksa ile bilirlikte olmak zorundadır. Aksa Tufanı 7 Ekim'de başlamıştı, Aksa Tufanı bütün dünyayı uyandırmıştı. Ben Londra'da kalıyorum. Batı'yı takip ediyorum, milyonarca insan meydanlara iniyor. İşte buradan anılıyoruz ki Filistin davası hak bir davadır. Orada yaşayan Gazzeliler ve Filistinliler mazlumdur. Bu oradaki kardeşlerimizin samimiyeti, ihlasıyla oluşan bir şeydir. Batı'nın sokaklarına bu davayı benimsiyenleri görüyoruz." dedi.
Alimlere düşen görevlere dikkat çeken İmad Mubeyyid, "Ümmetin fikir ve uyanışına vesile olması için alimlerin rolü büyüktür. Bazen avukatlar da bir davada sıkıntı yaşayabilir. Biz biliyoruz ki Gazze'nin bir avukatı yoktur, Gazze'nin bayrağını yükseltecek birisi yoktur. Bu bayrağı yükseltecek olan alimlerdir. Zira 'alimler Peygamberlerin varisleridir.' Alimler cahil değildir, alimler her noktada öncülük etmesi gerekiyor. İslami direnişte yeni bir sayfa açması gerekiyor. Yeni sayfa derken bir kitabın yazılmasına gerek yoktur. Sadece yapmamız gereken var olan davanın haklılığını anlatmak ve omuzlamaktır. Zira orada -Gazze'de- yaşlılar, kadın ve çocuklar her türlü kötülüklerden geçiyorlar." ifadelerini kullandı.
İslam davasının anlatılması için sahabeler gibi fedakarlık yapılması gerektiğini belirten İmad Mubeyyid, "Filistin davası konusunda İzz Bin Abdusselam'ın, İbni Teyyime'nin ve onların dışında kalan diğer alimleri kendileri otoriter alimlerdi. Onların döneminde de başka alimler vardı, belki ilim olarak onlarda da iyiydi ama bunları diğerlerinden ayıran yönleri durdukları yerlerdi. Bu nedenle 8 ,9, 10 asır geçmesine rağmen onları anmaya devam ediyoruz. Peygamber efendimiz de sahabeleri bu şekilde yetiştirmişti. Sadece ilim öğrenip evlerinde yiyip-içmemişlerdi. Çok az sahabe kendi evinde vefat etmiştir. Birçok sahabe İslam'ı tebliğ için hicret etmişti. Tabi buradaki sahabenin anlayışı şuydu; Onlardan çıkarmamız gereken ders, kendimizi her türlü fedakârlığa ve musibete hazır hale getirmektir." ifadelerini kullandı.
Mekke ve Medine'nin de Gazze'ye benzer durumda olduğuna işaret eden İmad Mubeyyid, "Ey kardeşlerimiz; Aksa Tufanı ve Gazze meselesinin haklılığını duyurmamız gerekiyor. Şu anda görüyoruz. Biladi haremeyim Mekke ve Medine'de oluşan yozlaşma belki bundan çok daha fazladır. israil ile normalleşme neredeyse oluşmaya başlayacaktı. Aksa Tufanı bunu engelledi. Ey kardeşlerim bazı Arap ülkelerinde İslami kimliğin ve İslami akidenin bozulduğuna şahit oluyoruz. Zaten bu da Biladi haremayin Mekke ve Medine'de oluşturulması istenilen bir projenin neticeleridir. Kardeşlerim, orada bazı kalleşlerimiz idamla bazıları 30 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor. Gazze için nasıl endişeliysek maalesef Mekke, Meddine için de üzülmemiz ve endişelenmemiz gerekiyor. İlim ehlinden kim bunlardan bahsediyor. Bu konuda açık olmamız ve doğru söylememiz gerekiyor. Körfez ülkeleri ile İslam ülkelerinde oluşan şeyler belki Mescid-i Aksa'da oluşan şeylerden daha tehlikelidir. Bundan ötürü maalesef Habeşistan'a benzer bir ülkeye -Avrupaya'ya- hicret etmek zorunda kaldım." şeklinde konuştu.
İmad Mubeyyid, "Kültürel bir savaşın altındayız maalesef. Önümüzde bir sürü engel ve tehlike var. Gazze'de askeri harekâtlar oluşurken bir taraftan da Biladi haremayin Mekke ve Medine'de kültürel bir savaş olarak başlatılmış. İslam'ın tüm beldelerinde bu tür eylemle karşılaşıyoruz. Her alim kendi ülkesinde bulunan bu yozlaşmaları anlatması gerekiyor. Ancak bu şekilde Gazze'nin avukatlığını yapabiliriz." dedi.
Aksa Tufanı bazı şeylerin üzerindeki örtüyü kaldırdığını belirten İmad Mubeyyid, "Berren ve Bahren ve Cevven" sloganıyla başlatılan operasyonun işgalcileri büyük bir bozguna uğrattığını söyledi.