‘Kudüs ve Mesuliyetimiz’ Adlı Panelimiz

Emperyalist ABD’nin, Kudüs’ü işgalcilerin sözde “başkenti” olarak tanımasının ardından Birliğimiz öncülüğünde, Kudüs’ün İslam dünyasındaki önemini belirtmek amacıyla bölge âlimlerinin katılımıyla geniş kapsamlı ‘Kudüs ve Mesuliyetimiz’ paneli, âlim, kanaat önderleri ve yazarların yoğun katılımıyla başladı.

Bölge âlimleri; emperyalist ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs ile ilgili olan kararına karşılık, Kudüs’ün ümmetin nezdindeki hissiyatının artırılması amacıyla Diyarbakır’da Birliğimiz öncülüğünde geniş kapsamlı “Kudüs ve Mesuliyetimiz” paneli başladı.

Ebubekir Aslan’ın Kur’an Kerim tilavetiyle saat 10.00’da başlayan program, 16.00’ya kadar sürecek. İki oturum şeklindeki panelin ilk oturumunda 4, ikincisinde ise 3 konuşmacı yer alacak.

Sunuculuğu Birliğimiz üyesi Remzi Uçar’ın yapacağı panelde birinci oturumun moderatörlüğünü Mahmut Kılınç yapacak.

Her bir konuşmacı için 20 dakikalık süre tanınan panelde Filistin Dış Âlimler Heyeti Başkanı ve Hamas yetkilisi Dr. Nevvaf Tekruri, ‘Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın İşgalden Sonraki Tarihi Süreci’ni anlatacak. Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşleyen de ‘Kudüs Bizi Birleştirecek’ konulu bir sunum, 3’üncü olarak Birliğimizin Kurucu Üyesi Abdülkuddüs Yalçın ise ‘Kudüs’ün Kurtulmasında Âlimlerin Rolü’nü anlatacak. İlk oturumun sonunda Artuklu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ceylan’dan sonra 12.00-14.00’te yemek ve namaz arası olacak.

İkinci oturumun moderatörlüğünü Beşir Şimşek’in yapacağı panelde birinci konuşmacı İslami Cihad Yetkilisi Muhammed Afifi ‘Kudüs’ü Kurtarmanın Fikri Boyutu’nu, ikinci konuşmacı Araştırmacı Yazar/SDAM Başkanı Abdülkadir Turan ‘Selahaddin Eyyubi ve Kudüs’ün Kurtuluşu’ konulu ve son konuşmacı da Âlim/Müderris Şeyh Hatip Yüksel ‘İslam Toplumunun Kudüs’e Karşı Sorumluluğu’nu anlattıktan sonra sonuç bildirgesi okunacak.

Panelin açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Kılıçarslan, Kudüs’ün Müslümanlar için neden önemli olduğundan bahsederek, şöyle konuştu:

“Malumunuz bu toplantımız Kudüs’ün özgürlüğü içindir. Kudüs İslam’da çok önemlidir. Kur’anî ve nebevi bir meseledir. Peygamberimiz pek çok hadiste Kudüs’ten bahsetmiştir. Peygamberimiz Mekke’den Kudüs’e; oradan da miraca gitmiştir. Kudüs hakkında hem Peygamberimizin hadisleri hem de ayetler mevcuttur.”

“Kudüs’ü yaşlı bir göz ve yanık bir yürek ile dert edinmemiz lazım”

Vahdet olmadan Kudüs’ün özgür olmayacağını vurgulayan Kılıçarslan, “Bugün, Kudüs Yahudilerin elinde esirdir. Allah’u Teâlâ, ‘Yahudi ve Hristiyanlar siz onlara tabi olmadan sizden razı olmazlar.’ buyuruyor. Yahudiler Hazreti İsa’yı gayri meşru, Hristiyanlar da ilah kabul ediyorlar. Vahdet olmadıkça bizler de Kudüs de kurtulamaz. Filistin’de bacılarımız silahlara karşı taş atıyorlar. Filistinliler Yahudilerden çoğunluktadır ama memleketlerinin dışında muhacirdirler. Biz mesul değil miyiz? Bugün bir akrabamız, babamız israil hapishanelerinde olsaydı bu kadar rahat olur muyduk? Selahaddin Eyyubi yemedi, içmedi, gülmedi. ‘Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülerim’ dedi. Bugün bizim Kudüs’ü yaşlı bir göz ve yanık bir yürek ile dert edinmemiz lazımdır. Kardeşlerimiz, kadınlarımız, çocuklarımız İsrail hapishanelerindedir. Yahudiler topraklarında bina yapıyorlar. 5 milyon Filistinli muhacirdir. Biz mesul değil miyiz? Bugün Filistin’de zulmün her çeşidi yapılıyor. Bugün bu mesuliyetten kurtulmak adına vahdet olup kuvvetlenmemiz lazımdır.” dedi.

Kudüs’ün bugünkü haliyle bile ümmete rahmet olduğunu söyleyen Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, Kudüs sayesinde FETÖ’yü daha iyi tanıdıklarını söyledi.

Göktaş şöyle konuştu: “Kudüs bugünkü haliyle bile ümmete müthiş bir rahmettir. Kudüs sayesinde Allah’ın yolundan, müminlerin yolundan çıkanları bize gösteriyor. Kudüs İslam dünyasında özellikle ulema ve ümera arasında ayrımı gösteriyor. Biz FETÖ’yü Kudüs sayesinde tanıdık. Mavi Marmara’dan sonra net tanıdık. Kudüs’e, Hamas’a, Mavi Marmara’ya bakışlarında suçüstü yakaladık. İslam ümmetinde buna benzer yöneticiler var.”

Kudüs aleyhine çalışanların Allah tarafından kendilerine gösterildiğini belirten, “Allah’u Teâlâ bize Kudüs sayesinde körfezdeki ihaneti de gösterdi. Körfezin bir takım kralları, ulema denilen bel’amları Kudüs, Mescidi Aksa, Hamas sayesinde suçüstü olmuşlardır. Kudüs bugün ümmetin ümera ve ulemasının çok güzel tanıtması açısından Rabbimizin bize bir lütfudur. Kim Kudüs’le uğraşmıyorsa hele hele aleyhinde çalışıyorsa velev ki âlim olsun Rabbim bize bunu gösterdi. Suçüstü yakalanan krallar, Kudüs’teki ihanetinden dolayı Allah’u Teâlâ onların resimlerini karşımıza çıkardı. İnşallah onları alaşağı etmeyi, Kudüs’ü satanları ve özellikle Yahudilerle amcaoğlu olduklarını söyleyenleri çok net bir şekilde ortaya çıkarmıştır.” ifadelerini kullandı.

“Kudüs İslam’ın ilk kıblesidir”

Norşin şeyhlerinden Şeyh Gıyasettin Geylani de Müslümanların Kudüs için ellerinden geleni yapması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

“Kudüs konusu hepimiz için birdir. İslam dinindeki tüm insanlar bu konuda mesuldürler. Bizler yapmazsak Allah’u Teâlâ bu mesuliyeti bizden ister. Kudüs İslam’ın ilk kıblesidir. Bu yüzden Kudüs İslam’ın mekânıdır. Müslümanlara hakaret yapılan bir yerde tüm Müslümanlar gece gündüz dua etmeli hem maddi hem de manevi yardım yapmalıdır. Yahudilerin dilencileri dahi parasının yüzde doksanını Yahudilerin bankasına yatırıyor. Hâlbuki onların dinleri yanlıştır, batıldır. İslam dini haktır.”

“Kudüs’ün fatihi olabilecek nesiller yetiştirmeliyiz”

Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) Yönetim Kurulu Başkanı Tayyip Elçi ise toplantının Kudüs’ün özgürlüğüne vesile olmasını diledi.

Elçi, “Bu toplantı Kudüs’e sahip çıkmamıza, Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşturulmasını hepimize vesile eylesin. Kudüs sadece Arapların, Filistinlilerin değil, ümmetin meselesidir. Türk’üyle, Kürt’’üyle tüm ümmetin Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşması için herkesin elinden geleni yapması gerekir. Ümmeti şemsiyesi altında bir araya gelerek ittifakı sağlamalı, Kudüs’ün fatihi olabilecek nesiller yetiştirmeliyiz.” şeklinde konuştu.

“Bugün Yahya Ayyaş’ı bilmeyen gençlikle karşı karşıyayız”

Kudüs’ün gündemde tutacak nesillerin yetirtilmesi gerektiğini söyleyen Beytül Makdis Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, Kudüs’ün politik gelişmelerin ötesinde bir inanç, itikat meselesi olduğunu söyledi.

Özçoşar, “Bizlerin de Kudüs’ü gündemde tutacak genç nesilleri bilinçte tutacak stratejiler geliştirmemiz lazımdır. Biz gençliğimizin etkisiyle Kudüs’teki direnişçi liderlerin ismini ezberleyerek yetiştik. Bugün Yahya Ayyaş’ı bilmeyen gençlikle karşı karşıyayız. Geldiğimiz noktada mesele sadece Müslümanların ilgilendiği bir konu değildir. Kudüs bütün bir insanlığın sömürüldüğü bir konudur. Kudüs sadece Müslümanların olsun istemiyoruz. Kudüs Müslümanın da Hristiyan’ın da Yahudi’nin de bir arada yaşadığı bir şehir olmasını istiyoruz. Bu selameti sağlayacak tek nizamın da İslam olduğuna inanıyoruz.”

“Kudüs ve Mesuliyetimiz” panelinin ilk oturumu Molla Mahmut Kılınç’ın moderatörlüğünde yapıldı.

Panelin birinci otorumu; Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, Filistin Dış Alimler Heyeti Başkanı Nevvaf Tekrurî, Birliğimiz üyelerinden Molla Abdülkuddus Yalçın ve Artuklu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr Ahmet Ceylan’ın konuşmasıyla sona erdi.

Panelin ilk konuşmacısı Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen Kudüs’ün Müslümanlar için önemine değinerek, Kudüs meselesine öncelikle Müslümanların inanması gerektiğini belirtti.

“Hitap ettiğimiz toplumda Kur’an ve sünnet unutulmasın diye çaba sarf ettiğimiz insanlara güven verdiğimiz zaman Kudüs’ün fethedilme gününün yaklaşıldığını hissedebiliriz.” diyen İşliyen “İnsanları inandırmakta zorluk çekiyoruz. Gül sularından yağ elde edip Kudüs’ü fethetmek için Selahaddin’e emanet eden kadınların şehridir bu şehir. Kardeşliğimizi özümüze indirgememiz lazımdır. Ümmet olarak ayyaşıyla, dindarıyla, dine mesafeli olanıyla, muttaki ve günahkârıyla bütün bu insanları bir hedefe kilitlemek için insana sevgi duymamız lazım. Bizim her şeyden önce kendi aramızda güveni tesis etmemiz lazım. İslam selama ulaşmadan Kudüs’ün özgürlüğünü çok konuşuruz. Önce kendimizin inandırmamız, hazır olmamız gerekiyor.” dedi.

Allah’ın fethine layık insanlar olunması gerektiğini ifade eden İşliyen, “Önce Allah’ın fethine layık insanlar, nusrete layık kullar olmamız lazımdır. Önce Kudüs’ü fethettiği zaman müşriklerin kokularıyla mescidin kirlenen mihrabını gülsularıyla temizleyen Diyarbakırlı kadınlar gibi olmak gerekiyor. Allah’u Teâlâ Kudüs’ü özgürleştirecek fertler haline gelmeyi nasip etsin.” İfadelerini kullandı.

“Kudüs en büyük mukaddesattır, değeri ucuz değildir”

Daha sonra panelde konuşan Filistin Dış Alimler Heyeti Başkanı Nevvaf Tekrurî, Kudüs’ün Müslümanların mukaddesatı olduğunu söyledi.

Tekrurî, “Kudüs Peygamberlerin şehridir, Kudüs ilk kıbledir. Resullullah oradan miraca çıkmıştır. oradaki peygamberlere de imamlık yapmıştır. Kudüs tüm ümmet için bir mizandır, çünkü Kudüs en büyük mukaddesattır, değeri ucuz değildir. Peygamber Mekke’den Medine’ye oradan da Kudüs’e çıkmıştır. Bundan sonra namaz farz kılınmıştır. Kudüs’ün üzerinde pek çok hadis vardır. Bildiğimiz gibi Filistin bereketli ve şerefli bir yerdir. Peygamberimiz hadiste ‘Mescid-i Aksa’da kılınan namaz daha efdaldir. Dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır.’ diye buyurdu. Bizim çocuklarımıza bu bilgileri vermemiz lazım.” dedi.

Kimi alimlerin Kudüs işgaline karşı ses çıkarmadığını ifade eden Tekrurî, “Müslümanlar kendi dinlerinden uzaklaşıp Mescid-i Aksa’yı bıraktıktan sonra Hristiyanlar orayı almaya çalıştılar. Hristiyanlar bir günde 40 bin Müslümanı katlettiler. Daha sonra Allah’u Teâlâ Selahaddin’i Eyyubi’yi sebep kıldı. Bazı âlimler, zalimlere ses çıkarmadığı gibi bugün de bazıları Kudüs’ün karşısında konuşamıyorlar.” şeklinde konuştu.

“Trump’ın kararından sonra 17 Müslüman şehid olmuştur”

ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarıyla Müslümanlara savaş ilan ettiğini söyleyen Tekrurî, “Müslümanların uyanık olması lazım, Trump, açıklamalarıyla Filistinlilere savaş ilan etmiştir, bunu yasalaştırmıştır. Yahudilerin bu karardan sonra bu toprak onlarındır, istediklerini yapabileceklerini zannediyorlar. Müslümanlara karşı durmadan çalışıyorlar ve Filistin içinde kendi işçilerini bize karşı çalıştırıyorlar. Şu an Yahudiler Mescid-i Aksa’ya doğru gidiyorlar, orayı Müslümanlardan almak istiyorlar. Trump’ın kararından sonra 17 Müslüman şehid olmuştur, binlerce Müslümanın Kudüs’e girmesi yasaklanmıştır. Müslümanların Kudüs’e girmeye izin yoktur. Onlara izin verilmiyor. Onların karşısında durup onlara fırsat vermememiz gerekir. Eğer bir alim, minberde Kudüs’ten bahsetmemişse bu olmaz. Bugün âlimlere gerektir ki Mescid-i Aksa hakkında konuşup sorunlarını çözmeleri lazımdır.  Bizim buraya gelmemiz de bir adımdır. Kudüs hepimizindir. Yahudilerin karşısında durmamız lazımdır.” ifadelerini kullandı.

“Kudüs’ün esareti ümmetin esaretidir”

Panelin 3’üncü konuşmacısı Birliğimiz kurucu üyelerinden Abdulkudüs Yalçın da Kudüs’ün kurtulmasında âlimlerin rolüne değindi.

“Kudüs meselesi büyük bir meseledir.” diyen Yalçın, “Kudüs’ün özgürlüğünü konuşmak üzere buruda bulunuyoruz. İslam uleması yıldız gibidir. İlimleriyle insanların yolunu aydınlatıyorlar. Günümüzde büyük bir karanlık mevcuttur. İnşallah İslam ulemasının çabalarıyla bu yol aydınlanacaktır. Ümmetin ve Müslümanların âlimlere güveni tamdır. Âlimlerin itibarı vardır. Son zamanlarda âlimlerin ve ilmin itibarı azalmışsa da bu İslam düşmanlarının âlimleri insanların gözünde düşürme çalışmalarının sonucudur. İslam uleması Allah’u Teâlâ’nın kendilerine verdiği vazifesini tam yaptığı zaman Müslüman halklar âlimlere önem verecek ve yollarına kurban olacaktır. Bu yüzden lazımdır ki ilim ehlinin görevini yapması lazımdır.”

Ümettin birinci derdi Kudüs olması gerektiğini belirten Yalçın, “İlim ehlinin vazifesi büyüktür. Bu vazifelerin başında Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu vardır. Ümmetin birinci derdi budur. Müslümanların birbirini öldürdüğü, evlerini yıktığı haberlerini her gün görüyoruz. Âlimlerin ilk hizmeti ümmetin vahdetidir. İttihat ve tevhid üzerine çok konuştuk. Artık ulemanın ittifakı sağlama zamanıdır. Devir, cemaatimizi, grubumuzu Hz Muhammed’in dininin üzerine çıkarma zamanı değildir. İslam cemaatleri İslam’a hizmet amaçlıdır. Bu kavga ve düşmanlık neden? Her şeyden önce Allah’ın emrini şahsımızda uygulamalıyız. Ferdi olarak gece kalkıp şahsımıza dua edelim. Yarabbi Müslümanların kininin gönlümüze koyma. Tüm Müslümanların sevgisini tüm eksikliklerine rağmen kalbimize koy diyelim. Kendi aramızda saflarımızı sıklaştırıp ittifak edersek ümmet bir olur. Kudüs esaret altındadır. Kudüs’ün esareti ümmetin esaretidir. Filistinlilerin veya Arapların değil tüm İslam ümmetinindir. Kudüs Müslümanların namusu ve kıblegâhıdır. Miraç toprağıdır. Onun esareti bizim esaretimizdir.” ifadelerini kullandı.

Yalçın son olarak şunları kaydetti: “Âlimlerin elinden çok şey geliyor. İslam uleması dua etmeli; çocuklarına, komşularına Kudüs ve Mescidi Aksa sevgisi aşılamalıdır. Allah’u Teâlâ mesuliyetini yeren getiren âlimlerden eylesin. Tüm Müslümanların birliğine bize nasip etsin.”

“Selahaddin Eyyubi haçlıların heveslerini kursaklarında bırakmıştır”

Artuklu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Dç. Dr Ahmet Ceylan ise Kudüs’ün ortak miras olduğunu söyledi. 

Ceylan Şöyle konuştu: “Bu mirasa sahip çıkmak için tarih boyunca çok ciddi savaşlar ve mücadeleler olmuştur. Hz Ömer’in Kudüs’ü fethetmesinden Kudüs’ün haçlılarca işgaline yılına kadar Kudüs huzur ve barış içerisinde yaşamıştır. Kudüs işgal altındayken yüzü hiç gülmeyen, yemek yemeyi adeta unutan, sürekli Kudüs hayaliyle yaşayan Selahaddin Eyyubi haçlıların heveslerini kursaklarında bırakmıştır. Hristiyan, Yahudi ve Müslümanlar asırlarca barış içinde yaşamasına rağmen İslam düşmanları boş durmamıştır. Napolyon’un Mısır’ı almasıyla siyonistler bölgeye sızmaya başlamıştır. Özellikle 1890’lardan itibaren Yahudilerin göçü artmıştır. Kudüs’ün işgal edilmesiyle barış ortamı günümüze kadar bozulmuştur. Filistin Araplar ve Yahudiler arasında taksim etmiştir. Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa. O dönemde Filistinlerin nüfusu Yahudilerin üç katıydı. İsrail devletinin kurulmasıyla İslam coğrafyasında, bütün dünyada fitne ve fesadın ayyuka çıktığı bir dönem başlamıştır.”

“Vatanında mülteci olmanın acısın en çok Filistinli kardeşlerimiz bilmektedir”

Filistin topraklarında Flistinlilerin mülteci olarak yaşadığını söyleyen Ceylan, “Siyonist devletin kurulması kargaşanın kaynağını oluşturmuştur. Filistin kardeşlerimizin ‘nekbe’ dediği günde siyonist devleti kurulmuştur. Şu anda Filistin topraklarında 6 milyon Filistin mülteci olarak yaşamaktadır. Dışarıda 7 milyon Filistinli kardeşimiz de mülteci yaşamaktadır. Vatanında mülteci olmanın acısın en çok Filistinli kardeşlerimiz bilmektedir.” ifadelerini kullandı.

“Mescid-i Aksa’nın azat edilmesi, en çok hak sahibi olan Muhammed ümmetinin eline geçmesi için ulema ne yapmalıdır?” diye soran Ceylan son olarak şunları kaydetti: “Her şeyden önce âlimler Peygamberlerin varisleridir. Beytul Makdis’in özgürlüğe kavuşması için ümmetin, cehalet, zaruret ve tefrikadan kurtulması lazımdır. Tevhide ulaşması için her âlim gücünün son noktasına kadar çalışmalıdır. Ümmetin birliği her şeyden önce Müslüman kimliğin inşasıyla mümkündür. Bu da tevhit inancına sahip olmakla sağlanır. Müslümanlar için en büyük tehlike ırkçılık olmuştur. Kudüs’ü sadece Araplar ve Yahudiler arasında gören milyonlarca Müslüman vardır. Daha acısı bazı Arap liderler, Filistin ve Mescidi Aksa davasına duyarsız hatta ihanet içinde kalmaktadır. Mescidi aksa etrafında evrensel bir kimlik oluşturmak ulemanın görevidir.”

Ceylan konuşmasının sonunda, Kudüs’ün kurtuluşu için yapılması gereken bazı hususları maddeler halinde sıraladı.

“Kudüs ve Mesuliyetimiz” panelinin 2’nci oturumu Molla Molla Beşir Şimşek’in moderatörlüğünde yapıldı.

Panelin 2’nci oturumu; İslami Cihad Yetkilisi Muhammed Afifi, Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Başkanı Abdülkadir Turan ve Müderris Şeyh Hatip Yüksel’in konuşmasıyla sona erdi.   

Panelin 2’nci oturumunun birinci konuşmacısı İslami Cihad Yetkilisi Muhammed Afifi, Kudüs’ü kurtarmanın fikri boyutu hakkında sunum yaptı.

Kudüs’ü özgürleştirmek için toplandıklarını söyleyen Afifi, tüm tahlillerin aynı sonucu gösterdiğini belirterek, âlimlerin daha fazla çalışması gerektiğini ifade etti.

Afifi şöyle konuştu: “İzzet ancak İslam’ladır. Tarikat ve cemaat fark etmez. Herkesin bunun üzerinde çalışması, dertlenmesi lazımdır. Peygamber Efendimiz zamanında Müslümanlar küfrün gücünden bahsetmezlerdi. Sadece kendilerinin ne yapacaklarını düşünürlerdi. Kudüs’ün bugünkü halinden gençlerin katledilmesi, insanların cezaevine alınması ve hallerinden hiç kimsenin haberdar olmaması işte Kudüs bunlardan kurtulması için sizleri beklemektedir. Bunun halledilmesi için bir araya gelmemiz, toplanmamız ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılmamız lazım. Allah’u Teâlâ’nın buyurduğu gibi ‘bir kavim kendini değiştirmeyene kadar Allah’u Teâlâ onu değiştirmez.’ Bu şiara göre hareket etmemiz lazımdır. Eğer bizim kalplerimizi Allah ile birlikteyse Allah bize yardım edecektir.”

“Küfür; Irak, Lübnan, Suriye’yi yıktığı gibi Kudüs’ü de işgal altına almak istiyor”

Müslümanlara karşı daima tuzak kurulduğuna dikkat çeken Afifi, “İmamların ve insanların minberler üzerinde Kudüs’ü zikretmeleri, unutmamaları lazım. Şeytanlar durmamıştır, daima Müslümanlara karşı tuzaklar kurmuşlardır. Allah’u Teâlâ’nın buyurduğu gibi ‘tuzak kuranların en hayırlısı Allah’u Teala’dır.’ Küfür; Irak, Lübnan, Suriye’yi yıktığı gibi Kudüs’ü de işgal altına almak istiyor. Filistin’in geleceği karanlık değildir. Filistin şu anda işgal altındadır. Filistinlileri içeri almıyorlar. Suudi devletleri gibi kimi idareciler Filistin halkının zıddına çalışıyor.” şeklinde konuştu.

Afifi’nin konuşmasının ardından söz alan SDAM Başkanı Abdülkadir Turan da Selahaddin Eyyubi ve Kudüs’ün kurtuluşu ile ilgili sunum yaptı.

“Ümmet bugün Kudüs’e sahip çıkıyor”

Turan şöyle konuştu: “Trump’ın Kudüs’ü israilin başkenti gösteresinden sonra İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı, peşinden BM toplantısı oldu. Kararlar alındı. Bir âlimler toplantısı oldu. Şimdi Diyarbakır’da İttihadul Ulema toplantısında bulunuyoruz. Görülüyor ki ümmet Gazze’deki, Filistin’deki kardeşlerinin yardımına koşuyor. Mescid-i Aksa’nın yapısı Eyyubilerden kalmadır. Ama herkesin katkısı vardır. Hazreti Ömer zamanında fethedilmiş, Emeviler zamanında Kubbet-üs Sahra inşa edilmiş, Abbasîler zamanında da onarılmıştır. Yeşil çiniler Kanuni Sultan Süleyman’a aittir. Kudüs ümmete aittir. Ümmet bugün Kudüs’e sahip çıkıyor.”

Selahattin Eyyubi’nin tarih sahnesine çıkışı hakkında da bilgi veren Turan, konuşmasına şöyle devam etti: “Selahaddin tek bir Müslümanın kanının dökülmesini istemiyor. İlk defa onun döneminde haşhaşiler kısmen haçlılarla savaşmıştır. Hıttin savaşında haçlı ordusunu esir almıştır. Sadece Kudüs değil, Medine de tehlikeye düşmüştür. Haçlı komutanı Hernad, ‘ben Mekke’ye gidip Muhammed’in kemiklerini zaferimin nişanı olarak Avrupa’ya götüreceğim.’ demiştir. Hıttin savaşında Hernatı kendi elleriyle infaz etmiştir.”

“Kudüs’ün Yahudilerin elinden kurtarılmasını istiyorsak çocuklarımızı dindar yetiştirmeliyiz”

Panelin son konuşmacısı Müderris Şeyh Hatip Yüksel de İslam toplumunun Kudüs’e karşı sorumluluğuna değindi.

Yüksel, “Kudüs’ün Yahudilerin elinden alınıp özgürleşmesi için inşallah güneş yakında doğacaktır. Kader değişmez. Allah’u Teâlâ’nın yazdığı, zamanı gelince tecelli edecektir. İnşallah gün gelecek Müslümanlar Yahudilerle savaşacak ve onları yok edecektir. Müslümanlara yapılan zulümler ortadan kalkacak ve Kudüs fethedilecektir. Bulutlar oluşması yağmurun alametidir. Kudüs’ün özgürlüğü için toplanmamız da güzel bir alamettir, müjdedir. Kudüs’ün özgürlüğü imanladır. Hazreti Muhammed bütün savaşları imanla kazandı. Çoğunluk ve silah üstünlüğüyle kazanmadı. Kudüs’ün Yahudilerin elinden kurtarılmasını istiyorsak çocuklarımızı dindar yetiştirmeliyiz.” dedi.

Çocukların güzel yetiştirilmesiyle Kudüs’ün özgür olacağını söyleyen Yüksel, “Savaş zamanı Peygamberimiz, Hazreti Ömer’den çocukları ordudan çıkarmasını istedi. Çocuklar ordudan atılmamak için boylarını uzun göstermeye çalışıyorlardı. Kudüs’ü fethetmek için bize böyle evlatlar lazımdır. Bugün çocuklarımızı bu şekilde yetiştirirsek Kudüs’ün fethi yakındır. Bu sadece Filistin’in, Arapların, Hintlilerin sorunu değildir. Tüm Müslümanların sorunudur, hepimizin yüküdür.” şeklinde konuştu.

Panel İttihadul Ulema üyelerinden Molla Kerbela Şanlı’nın yaptığı dua ile sona erdi.

Check Also

Zekât, İslam’ın 5 Rüknünden Bir Tanesidir

Ramazan ayında verilen zekât ve fitrenin önemi hakkında açıklamalarda bulunan Yönetim Kurulu Üyemiz Molla Abdulkuddüs …