ASIL NORMALLEŞME (MAKALE)

Evet, salgının zahiri sebebi, tabii ki var.

Kâinatta vuku bulan ekser hadiselerin sebepleri olduğu gibi..

Zira bunu Rabbimiz murâd etmiş.

İnsanlar aklını kullansın..

Hadiselerin sebebini bulsun..

Önleyici tedbirler geliştirsin..

Aynı yanlışa düşmesin..

Evet, bu anlamda, Çin’in, bilmem hangi bölgesindeki bir pazarda rastlanan virüsün, tabii ki sebeplerine ulaşılır.

Zaten başa ne gelirse,

“Bizzat kendi ellerinizle işledikleriniz sebebiyledir.” (Şûra-30)

Tamam, bu böyle de..

Peki, Rabbimiz ne murâd etmiş bu salgından?

Asıl soru bu değil mi?

Evet, bundan etkilenen tabii ki, sadece zalimler değil..

Allah’ı tanımadan yaşayanlar değil sadece, hayatını kaybedenler..

Allah’ın  hudutlarını çiğneyenler ile sınırlı kalmadı bu salgın.

Genel oldu zarar.

Herkes ciddi şekilde etkilendi.

“İçinizden sadece zulmedenlere isabet etmekle sınırlı kalmayacak bir fitneden, imtihandan sakının ve bilin ki Allah, azaplandırması pek çetin olandır” (Enfal-25)

Zulmedenler ve hudutları çiğneyenler sebebiyle gelen musibet, sadece onlarla sınırlı kalmaz ve de herkesi kapsar.

Ta ki, ibret alınsın.

Masiyetten el çekilsin.

Zulüm bitirilsin, terk edilsin.

Allah’ın çizdiği hudutları çiğnemekten vazgeçilsin.

Münkerâttan, kötülük işlemekten uzak duranlara gelince..

Onlar da uyarı görevini yerine getirmekten geri durmasın.

İnsanların münkerattan vazgeçmeyişi, uyarının sürekliliğine engel olmasın.

Dediğim gibi,

Salgının kaynağı tabii ki tespit edilmeli,

Etrafı kuşatılmalı,

Tıbbî müdahale ve önlemler uygulanmalı..

Bunlar, tıbbî normalleşme için yapılacak hususlardır.

Bu başarılmışsa,

Epey bir mesafe kat edilmişse,

Bu kısım ile ilgili görev yerine getirilmiştir, getiriliyordur demektir.

Bunlar, kendi ellerimizle işlediklerimiz sebebiyle gelen musibetin zahiri tedavi ve önlemleri ile ilgilidir.

Ancak en büyük ve de asıl kısmıdır, önemli olan.

Kur’an’ın diliyle:

“Bu durum isyan etmeleri, masiyet işlemeleri ve haddi aşmaları sebebiyledir.

İşledikleri kötülüklerden ötürü birbirlerini uyarmazlardı” (Mâide-79,80)

Normalleşmenin şartı budur!

Aksi olursa,

Yine Kur’an dili ile:

“Biz bu azabı sizden azıcık kaldırsak hemen eski halinize dönüverirsiniz!” (Duhan-15)

anlamına gelebilir ki,

Allah muhafaza, musibetlerin katlanarak yağmasına sebebiyet verir.

Tıpkı Firavun ve azgın kavmine gönderilen dokuz ayet-mucize, hadise gibi..

“Biz de bunun üzerine, apaçık mucizeler olarak onlara tûfân, çekirge, haşerat, kurbağalar ve kan gönderdik. Yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim olmakta direndiler.” (A’raf-133)

Bu ayetle ilgili dikkat çekici hususlardan biri de şudur ki;

Tabiîn’in büyüklerinden Mücahid (rh.a), ayette geçen “Tûfân”ı “salgın hastalık” olarak tefsir etmiştir.

 Buna göre;

Ya, tüm bir insanlık olarak, zulüm, masiyet ve had çiğnemekten geri dururuz.

İşlenen kötülükler sebebiyle birbirimizi bıkıp usanmadan sürekli uyarıveririz.

Ya da, azabın, musibetin az bir gevşetilmesi ile, münkerâta tekrar dönülmesi halinde, başka büyük azaplara duçar oluruz!

 Allah muhafaza etsin!

Check Also

Molla Enver Kılıçarslan: Davamız Allah’ın Dinini Hâkim Kılmaktır

Dünyada Müslümanların içerisinde bundukları durum ve Gazze'de devam eden direniş ile ilgili konuşan Genel Başkanımız Molla Enver Kılıçarslan, Müslümanların en büyük sorunu cihattan uzak durmalarıdır. Davamız, Allah için çalışmak, O'nun dinini hâkim kılmaktır." dedi.