Diktatör Esed’in Vahşeti Üzerine

İslam coğrafyasında her gün yeni bir katliam haberiyle uyanmaktayız. Mısırın acılarını daha unutmamışken bir de Suriye’den kimyasal katliamı haberleri geldi. Yine sivillere yönelik saldırı, yine üstü üste yığılmış kadın ve çocuk cesetleri, yine annelerin feryatları ve çocukların çığlıkları… Yine bir Hama, yine bir Rabia Meydanı ve yine bir Halepçe…

Bizler, âlimler Cemiyeti olarak Şam kırsalında kimyasal zehirlerle gerçekleştirilen katliamı nefretle telin ediyor, faillerinin ve müsebbiplerinin daha beteriyle cezalandırılmasını Kahhar ve Cebbar olan rabbimizden niyaz ediyoruz.Katliamda şehadet mertebesine yükselenlere cenneti alaya uçmalarını, yaralılar için Şafi olan rabbimizden hayırlı şifalar dilerken kederli yakınlarına ve tüm yaralı ümmete sabrı cemil diliyoruz.

Artık Müslümanlar bunun kimler tarafından işlendiğine bakmaktan ziyade, bunun üretimini ve piyasaya sürümünü gerçekleştirenlere bakmalı ve ilkin onların yüzüne tükürmelidirler. Ne kadar vahşice insan öldürme teknikleri ve aletleri varsa hep batılıların ürünü ve icatlarıdır. Dolayısıyla bu katliamlardan birinci derecede onlar sorumlu ve onlar insanlık suçu işlemekle yargılanmalıdırlar.

İslam hukukundakatliama neden olacak kimyasal silahların kullanılması yasak olduğu gibi, üretilmesi ve satılması da yasaktır. Sebep olan da aynen fail gibi suçludur.İslam’da savaşın da bir hukuku vardır. Her ne şekilde ve ne şartlarda olursa olsun savaşamayan kadın çocuk, yaşlı ve hasta gibi masum insanların katli haramdır, insanlık suçudur.  Hele uykudayken gafil şekilde insanları katletmek çok daha katmerli bir haramdır. Efendimiz aleyhissalatu vesselam, bu şekilde insan öldürmeyi ve ölü cesedi üzerinde oynamayı kati bir şekilde nehir etmiş ve yapanları lanetlemiştir.

Bu itibarla toplu öldürmelere neden olacak silahları, silahın üreticisi, satıcısı ve kullanıcısının hepsini lanetliyoruz.Lanet olsun dünya emperyalizmine. Lanet olsun evrensel insan hakları dedikleri sözleşmeye. Lanet olsun kirli oyun demokrasiye. Lanet olsun bugünün firavunlarına Karunlarına ve belamlarına…

İslam’ın yükselişini hazmedemeyen batı emperyalizmi, yerli işbirlikçiler vasıtasıyla tüm savaşlarını İslam coğrafyasına kaydırmış ve tüm yeni silahlarını Müslümanlar üzerinde deneme yolunu seçmiştir. Artık haçlı ordularını göndermeye gerek kalmamıştır. Çünkü gönüllü olarak emirlerini fazlasıyla yerine getirecek kuklaları vardır, Sisi’leri vardır, Beşşar’ları vardır ve kralcükları vardır. Ama Müslümanların da Rableri vardır. “zalimler yakında nasıl bir inkılapla devrilip gideceklerini öğreneceklerdir.”

Check Also

Dr. Abdulkadir Turan: İslam Birliğinden Korktukları İçin Kürt Ulemanın Yeniden Güçlenmesini İstemiyorlar

Dr. Abdulkadir Turan, İbrahim bin Hasan el-Gorani gibi Kürt ulemanın geçmişte çok büyük İslami hizmetlerde bulunduğuna dikkat çekerek, "Nasıl ki İslam birliği yok edilmeye çalışılıyorsa Kürt ulema kimliği de öyle yok edilmek isteniyor.  İslam birliğinden korktukları için Kürt ulemanın yeniden güçlenmesini istemiyorlar." dedi.